Gemi enkazlarının Kutsal Kasesi olan San José, tarihte keşfedilen en değerli hazinelerden biri olarak kabul ediliyor

Tarih boyunca her biri ilginç bir hikayeye sahip birçok hazine keşfedildi. Deniz altında kaybolan gemilerden yer altında gömülü gizli hazinelere kadar tarihte keşfedilen en değerli hazineler her zaman insanların ilgisini çekmiştir.

San Jose

San José’ye genellikle gemi enkazlarının “Kutsal Kasesi” denir. Bu İspanyol gemisi 1708 yılında Peru’dan İspanya’ya giderken Kolombiya yakınlarında battı. Altın, gümüş ve zümrütlerle doluydu. Kartagena’ya yaklaşırken İngiliz gemileriyle karşılaştı ve şiddetli bir savaş başladı. San José patladı ve yaklaşık 20 milyar dolar değerindeki hazineleri de beraberinde alarak battı.

2015 yılında özel bir su altı robotu San José’yi 600 metre derinlikte buldu. Kolombiya hükümeti şimdi enkazdaki eşyaları kurtarmayı planlıyor.

Siyah Kuğu

Deniz keşfi Odyssey, Portekiz yakınlarında Nuestra Señora de las Mercedes adlı bir İspanyol gemisinin kalıntılarını keşfetti

Siyah kuğu, Atlantik Okyanusu’ndaki bir başka önemli keşiftir. 2007 yılında Odyssey Marine Exploration adlı bir Florida şirketi, Portekiz yakınlarında Nuestra Señora de las Mercedes adlı bir İspanyol gemisinin kalıntılarını buldu.

1804 yılında batan bu gemi, yaklaşık 17 ton ağırlığındaki altın ve gümüş paralarla yüklüydü. Keşfe “Kara Kuğu Projesi” adı verildi. Bu, Odyssey ile hazinenin İspanya’ya ait olduğunu iddia eden İspanyol hükümeti arasında büyük bir hukuk savaşıyla sonuçlandı.

Środa Hazinesi

Środa Hazinesi

Środa Hazinesi, 1980’lerde Polonya’nın Środa Śląska kasabasında yenileme çalışmaları sırasında keşfedildi. Bu ortaçağ hazinesi, 14. yüzyılın ortalarından kalma gümüş ve altın paralar, altın takılar, kraliyet eşyaları ve değerli taşlar gibi üç binden fazla nesneyi içeriyor. Değeri ise 120 milyon dolar civarında.

Hazine, ilki 1985’te ve ardından 1988’de olmak üzere iki parça halinde keşfedildi. Ne yazık ki, arkeologlar bölgeyi koruyamadan birçok eşya yağmalandı. Buna rağmen birçok parça kurtarıldı ve bugün Wrocław’daki Ulusal Müze’de ve Środa Śląska’daki Bölge Müzesi’nde saklanıyor.

Fatımi altın dinarı

Fatımi altın dinarı

2015 yılında Zvika Fayer adlı bir dalgıç, İsrail’in Caesarea kıyılarında beklenmedik bir keşif yaptı. Orta çağ Arap altın sikkelerinden oluşan bir koleksiyon keşfetti. MS 909’dan 1171’e kadar süren Fatımi Halifeliği dönemine tarihlenen bu paralar belki de Doğu Akdeniz’de keşfedilen en büyük altın hazinesidir.

Fayer ilk başta madeni paraların sadece oyuncak olduğunu düşündü ama aslında yaklaşık 2.000 altın dinar bulmuştu. Daha sonra İsrail Eski Eserler Kurumu’nun deniz arkeolojisi birimi bölgede 1000 parça daha buldu. Bu nedenle toplam keşif, İsrail’de bilinen diğer altın hazinelerinden çok daha büyüktür.

Kral Tutankhamun’un Mezarı

Kral Tutankhamun'un Mezarı

Kral Tutankhamun’un mezarının 1922 yılında İngiliz arkeolog Howard Carter tarafından keşfi, arkeolojide önemli bir dönüm noktası oldu. 3.000 yıldan fazla süredir saklı olan bu mezar, genç firavunun mumyalanmış bedenini ve yüzlerce değerli eşyayı barındırıyordu. Antik Mısır’daki hayata dair nadir bir fikir sunuyordu.

Kral Tutankhamun’un mezarının iyi korunmuş hazineleri dünyanın her yerindeki insanları büyüledi ve eski Mısır sanatına ve kültürüne yeni bir ilgi uyandırdı. Bu keşif, arkeologların eski Mısır hakkında her zamankinden daha fazla bilgi edinmesine olanak sağladı.

Her biri büyüleyici bir hikayeye sahip olan bu hazineler, halkın ilgisini çekmenin yanı sıra geçmişin daha iyi anlaşılmasını da sağladı. Fatımi Halifeliğinin zenginliklerinden eski Mısırlıların günlük yaşamlarına kadar bu keşifler, dünya tarihimizi şekillendiren insanlara ve kültürlere dair anlayışımızı derinleştirdi.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir